13 Mart 2009 Cuma

"ASLAN"LAR GİBİ... HEPİNİZ RAHAT UYUYUN !!


Nedir bu “ruh” denilen? Gerçekten var mı yoksa biz Galatasaraylıların kendimizi avutmak için yarattığımız, sanal bir kavram mı? Galatasaraylılık ruhu ortaya çıktığında mı çiziliyor bu tablo gerçekten? Peki illa ki radikal kararlar ya da olağanüstü şartlar mı gerekli? 6 hafta kala hoca mı yollamalıyız, ya da en kritik maçtan önce yapılmış bir hoca değişikliği nasıl olur? Belki de defans adamı yokken olanı da satınca piyasaya çıkıyor bu ruh? Ya da en klasikleşmiş problem mi vuku bulmalı; parasızlık mı baş göstermeli? Rahatın, huzurun olduğu yere uğramaz mı acep? Şeytanın bir avukatı mevcutsa eğer gerçekten, duruşmada bu soruları sorardı bizim tezimizi çürütmek için. Çoğu zaman ben de yaparım bu avukatlığı. Hamburg maçından önce de konuştum cüppemi üstüme geçirip, “Recep İvedik”vari bir şekilde: “Bak Galatasaray, şimdi senin kaporta biraz çürük, haa “ruh” güzelliğin iyidir onu bilemem. Gel gelelim ruhlar aleminde de yaşamıyoruz.” Hakikaten medyumlukla, ruh çağırmayla filan nereye kadar?
Onu bunu bilmem. Galatasaraylıyım ve aklımın, mantığımın almadığı gerçekleri yaşamayı, tarif edilmez hisleri yaşamayı iyi bilirim. Bunları algılayabilme konusunda herkes gibi ben de acizim. 104 yıllık çınarın köklerinde yatıyor bunun sırrı. Tarihi iyi okuyabilmek Galatasaraylılığı kavramanın anahtarıdır.

Hiç yorum yok: